2012 yılında Süper lige merhaba diyen Akhisarspor´a o sezon herkes asansör takım olur gözüyle bakıyordu. Mütevazi kadrosu, kısıtlı bütçesiyle; ?Şirin bir ilçenin takımı Süper lige renk katar ve düşer.´deniliyordu. Ancak başta Başkan Hüseyin Eryüksel ve yönetimi gelmiş geçmiş teknik direktörleri, oyuncuları ve tabi ki asil taraftarı Akigolar, her geçen gün yapmış oldukları eylemlerle kendinden söz ettirdi. Futbola centilmenliği tekrar kazandırma yolunda adımlar attı. Sağanak yağmur altında ıslanan Antalya seyircisini kapalıya alarak aralarında ölümsüz dostluk başladı. Şampiyon olan Fenerbahçe´yi sahaya çıkarken alkışlayan ilk kulüp Akhisarspor oldu ve üstünden yıllar geçti. Süper Kupa´da kendini alkışlattı. Bu takım Akhisar´ımıza büyük katkı değer sağladı. Ulusal medya üç büyüklere verdiği zamana( bu da doğal reyting açısından) rağmen bu takım Süper lige bir felsefe sundu. Kısıtlı imkanlarla başarılı olunabilir dedirtti. Rizespor Başkanı; ?Akhisar´ı örnek alcağız´ dedi. Bir çok kulüp borç batağındayken takımımız UEFA Avrupa ligine katılıyor ve borçsuz. Buna şapka çıkarmaya başladılar. Akhisarspor mucizesi spor adamları tarafından iyi incelenmelidir. Türk futbolunun kurtuluşunun reçetesini Akhisarspor yazdı. İlk önce huzur olacak, emeğinin karşılığını alan oyuncular mutlu, kendilerini güvende hissediyorlar ve futbolcular için cazibe merkezi oldu. Bu bakımdan bu imkanı sağlayan Başkan Hüseyin Eryüksel, medyada hiç görünmemesine karşın takımı her geçen gün gündeme taşıdı. Dünyanın sayılı isimleri şehrimizde görev aldı, alıyor.(Robert Carlos, Saffet Susic) Artık Akhisarsporumuza daha önce sempati ile bakan şehirlerde yavaş yavaş taraftarı olma yolunda ilerlemeler görülmektedir. Bu takıma sahip çıkalım, destek verelim. Kısır çekişmelere sokmayalım. İnanıyorum ki bu başarılı sonuçlar devam edecektir. Çünkü ayağını yere sağlam basan bir başkan ve yönetimi var. Teşekkürler hepinizin pak alnından öpüyorum.
