GÜNDEM

GÜNDEM Haberleri

KÜÇÜK ESNAF SIKINTILI

KÜÇÜK ESNAF SIKINTILI

Akhisar´da merkez çarşıda yıllardır varlığını koruyan Erdoğmuş Ambalaj´a Altıeylül Gazetesi olarak konuk olduk.

Akhisar´da merkez çarşıda yıllardır varlığını koruyan Erdoğmuş Ambalaj´a Altıeylül Gazetesi olarak konuk olduk. 1940´lı yıllara dayanan, ticaret geçmişi eski ve köklü Erdoğmuş ailesinin sektördeki son temsilcisi Şadan Erdoğmuş, ticari hayat başlangıçlarını, küçük esnafın durumunu, usta çırak ilişkilerinden ve AVM´lerin esnafa etkisinden bahsetti. Ticaret hayatından bahsederek konuya giriş yapan Şadan Erdoğmuş sözlerine, ?Babam Hacı Hafız Süleyman Erdoğmuş´nun 1941 yılında Erzincan felaketinden sonra buraya gelip ticaret hayatına atılmasıyla başlıyor bizim ticaretle ilişkimiz. Bir yandan hafızlık yapıp bir yandan da ticaretle uğraşan, zelzeleden dolayı ayağı sakat kalmış biri babam. Ticarete ilk adımını Niğde´den Akhisar´a getirdiği patatesleri satarak başlıyor. Halalarım orada ikamet ettiğinden dolayı onları ziyarete gittiğinde oradaki patatesleri görüyor, büyüklüğü, tadı ilgisini çekiyor, vagonlarla Akhisar´a getirip ticaretine başlıyor. Ardından buğday alıyor buğday satmaya başlıyor.

Akhisar´daki ilk ticaret faaliyetleri olarak bunları gerçekleştiriyor.1950 yılına gelindiğinde ben dünyaya gelmişim. Benden önce abim vardı, Şaban Erdoğmuş, onunla beraber çalışıyorlardı. Benim doğduğum senelerde seyyarlığı bitirip eski merkez çarşıda 1950´lerde bir dükkân tutuyor. O dükkânda buğday satmaya, zahirecilik yapmaya başlıyor. Bu şekilde çalışmalara devam ederken bir yandan bakkallıkla da uğraşıyor. Yok hırdavattır, yok hortum işleridir falan 1950´de resmen ticaret hayatının başladığını söylerdi rahmetli babam. O zamandan beri merkez çarşıdayız. Bende 1963´te ortaokuldan sonra ticaret hayatına atıldım. O gün bu gündür burada yeni merkez çarşıda insanlara faydalı olmaya, burada bir ağalık, abilik yapmaya çalışıyoruz. İnsanların işlerini görmeye çalışıyoruz. Şuanda ambalaj sektörüne girdik. Ambalaj sektöründe bayağı bir atılım yaptık yani marketlerden sonra gıda işini hafifletip ambalaj sektörüne döndük. Bu sektörde de büyüklerimiz rahmetli olduğundan itibaren biz devam ediyoruz. Benden sonra aileden biri bu işi devralır mı derseniz çok zor. Çocuklarımın hepsi okudu, şehre yerleşti, mesleklerinde gayet başarılı noktalara geldiler. Bizden sonra babadan devraldığımız bu işi yapacak kalmadı.? dedi.
?Usta-Çırak İlişkisi Kalmadı?
Erdoğdu, eski esnafların çoğunlukla şikâyet ettiği, durumunu iyi görmediği usta- çırak ilişkisine değinip esnaflıkla uğraşmak isteyenlere ufak tavsiyeler vererek sözlerine, ?Önce sebat etmeyi bilecekler. Ben bir şeyler öğrenmek istiyorum, deyip açık olacaklar, hevesli olacaklar, çağa ayak uyduracaklar. Şimdilerde ne çırak yetişiyor ne kalfa yetişiyor. Gördüğüm kadarıyla yok. Mesela ben patron çocuğuydum, babamız bizi direk içeri oturtmadı, ilk önce elimize süpürgenin sapını verdi. Yolları süpürüyorduk bide o zamanlar mangal yakılırdı. Babamız gelmeden ki patron çocuğu olmamıza rağmen mangalımızı yakıyorduk, kömürümüzü yakıyorduk, içerisi ısınıyordu, babamız ondan sonra geliyordu. Raflardaki eksikleri gidermeye çalışırdık, şimdi yaz çırakları geliyor ki gelmiyor desek yeridir 1 tane 2 tane zor geliyor, onlara da bir tek laf söyleyemiyorsun, kırılıyorlar, gelmiyorlar. Bunun tekrar yerine oturması lazım. Bunun oluşması için de ailelerin, velilerin hani eskiden okullara öğrencileri verirken eti senin kemiği benim olayı zaten yok oldu tekrar dönmeleri gerek. Ama ben çocuğuma bir sanat öğreteceğim bunu öğrensin de kendini geliştirsin yok. Bir hikayemi anlatayım size. Seneler evvel 1980´lerde olabilir. Bir müdür bey geldi, banka müdürü. Oturduk karşılıklı sohbet ediyoruz. Ziyarete gelmiş. Dedi ki ?ya ne olacak, siziniz yapacağınız iş çok basit. Biz hesap yapıyoruz, kitap yapıyoruz.´ şöyle yapıyoruz böyle yapıyoruz. Hemen bende kalktım yerimden verdim bir tane kese kağıdı eline, o zamanlar bakkallık yapıyoruz şeker çekiyoruz. Aldım buyrun dedim. Şuradan bir iki kilo şeker tartın. Verdim eline kese kağıdını şaşuleyi yani küreği. Doldurdu, koydu teraziye. Şekerin yarısı terazinin içinde yarısı yerde, deviriverdi. Sen haklıymışsın abi bu da bir sanatmış bu işte zormuş, kusura bakma söylediğim laflar için dedi. Bu meslekte çalışmadan, ha çok basit bir işmiş denmeyecek. Çocukluktan yetişmesi lazım. Müşteriye hitabı lazım. Ağaç yaşken eğilir. Tabi velilerin ailelerin bunu teşvik etmesi lazım. Bu bakımdan çok büyük sıkıntılar çekiyoruz. Şuan işte bir tane çalışan var. Çırak yok, ilk okulu bitirmiştir, liseyi bitirmiştir yahut hevesli bir adam okul 4´te bitiyor. Zaten evlere pek ders verdikleri de yok. Bu işi yapacaksan gel abi hayırlı işler, var mı yapacak bir şey de. Merak varsa, içinde varsa bir şeyler , tak altın bileziği koluna yine tahsilini yap. Yarın öbür gün emekli olduğun zaman emeklilerin yüzde doksanının başarısız olma sebebi bundandır. Şimdi geliyor bazı arkadaşlar, diyor ki ben 60 yaşında emekli oldum. Bir şeyler yapmak, market açmak, aperatif açmak istiyorum diyor. E temelleri yok. Temel olmayınca da bir bakıyorsun her yerde kiralık dükkanlar sahiplerini bekliyor yada bir açılıp bir kapanıyor.
AVM´LERİN ESNAFA ETKİSİ ÜZERİNE
Ufak esnafı AVM´lerin yok ettiğine yada işleri çok düşürdüğüne değinen Erdoğdu, ?Küçük esnaf AVM´ler sebebiyle bayağı büyük sıkıntıya girdi. Gittiğinde her şeyi bulabildiğin bir yer var. Kartla alışverişi dilediğin gibi yapıyorsun, gerçi kart bizlerde de var artık ama küçük esnaflarda götürüsü olduğu için yok, zaten olamaz. Adam geliyor, peynirini, etini, deterjanını, ambalajını, torbasını alıyor, her şeyini alıyor, her şey var. Araba dahi var. Ticaretin bir kuralı olmalı. Duyuyoruz Avrupa´ya seyahat eden arkadaşlardan. Mesela burada bir işletme, müessese varsa diğerini bir iki sokak ileri veriyorlarmış. Öyle diyorlar. Yani aynı meslek dallarında yan yana mekânlara ruhsat vermiyorlarmış. E sen AVM´leri dikersen küçük esnafta haliyle ölür. Şehir dışlarında kurulsa, arabası olan gidip alsa, sıkıştığı zamanda da benim bakkalım var, der. Biz kongreye Ankara´ya gittiğimizde Bakkallar odasında, Esnaf Odalarında sürekli bakkalları koruyacağız diyorlar. Nasıl koruyacaksınız kardeşim. Odalar maalesef ki görevlerini yeterince yerine getiremiyor. Verilmemesi gerek kısaca. Akhisar´da dahi kaç sokakta dip dip marketler var. Örneğin 16 sokak civarlarında. E bunların biraz berisinde manav var. Herkes girip marketlerde alış veriş yapıyor. E manav ne yapacak? Bir kilo pırasa satacak da bir kilo ıspanak satacakta evini geçindirecek. ?dedi.


Haber Kaynak : Rüstem Savaş


ENERJİ SA'DAN OKUL ÖNCESİ EĞİTİME ANLAMLI DESTEK

DUTLULU “AKHİSARLILARIN DESTEĞİYLE BİZ BU SEÇİMİ KAZANACAĞIZ”

CUMHUR İTTİFAKI ADAYI ÖMER İŞÇİ'DEN ENGELSİZ YAŞAM ALANI MÜJDESİ

AKHİSAR’DA 461 SANDIKTA 138 BİN 841 SEÇMEN OY KULLANACAK

BAŞKAN DUTLULU, İFTARIN BEREKETİNİ AKHİSARLILARLA PAYLAŞIYOR

SELÇUK ÖZDAĞ CENGİZ ERGÜN’Ü MAL VARLIĞINI AÇIKLAMAYA DAVET ETTİ

HACET; “ŞANTİYELERDE, MÜHENDİSLERE YÖNELİK ŞİDDET SON BULSUN!”