Egea´nın aşçısı Fatih Erdoğan, Zeytin döneri ile insanlara yeni tatlar sunarak, yaşamını ve yaşadıklarına dair her şeyi Altıeylül Gazetesine anlattı.
Konuşmasına kendini tanıtarak başlayan Fatih Erdoğan; ?1982 Akhisar doğumluyum. Çocukluğum çiftçilik yapan ailemin yanında onlarla beraber aynı şartlarda çalışarak başladı. O yüzden toprak ve doğaya müthiş bir aşkım var. Babamın rahatsızlığı nedeniyle orta okulun ikinci sınıfında okulu terk ettim. Ama bu bir mazeret sayılmazdı daha sonra 15 yaşında çalışmaya başladım. Şartlar iyileşmeye ortaokul,liseyi bitirip en son üniversite sınavına katıldım, istediğim 4 yıllık bölüm olmadı. Kendi branşımda bir bölüm olana kadar denemeye devam edeceğim. Şu an mesleğimde 22.yılımı ve genel olarak aynı ortamlarda uzun süre çalıştım çünkü usta zanaatkar ve sebatkar olmalı. Bir ayağı gelenekçi bir ayağı yenilikçi olmalı,yaptığın işi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışmalı. İyi usta olmanın bence ilk şartı iyi çırak olmaktır, siz öğrenmek veya yapmak istemedikten sonra dünyanın en iyi ustasıyla çalışsanız ne fayda. Yenilik her zaman herkesin peşinde koştuğu bir duygudur. ?Vatan sevgisi imandandır´ hadisi beni çok etkilemiştir. En son buluşum zeytin döneri bu bağlamda ortaya çıktı. Son zamanlarda zeytin ekimi çoğaldı artık buna kullanım alanı ve katma değer kazandırmak lazım. Yağ ve sofralık zeytine farklı bir bakış açısı getirmek istedim artık kahvenin yanında ikramlık ve Akhisar´ımıza gelen misafirlerimizin hediyelik olarak götürecekleri bir tatlı olacak inşallah zeytin döneri. Doğal zeytin ve şekerden elde ettiğim bu ürünle birlikte yaptığım daha önceki Zeytin Hasat Şenliğindeki zeytin yağlı ısırgan ve gelincikli menemen birçok aşçı,gurme ve ünlülerin dikkatini çekmişti. Zeytinyağı insan sağlığı için önemli, ben aşçıları hekime benzetmişimdir. Onların görevi, işi tedavi etmek, bizim işimiz de hastalıklardan hijyen ve doğal ürünler yaparak olduğunca uzak tutmak. Genel olarak hazır katkılar, koruyuculu ürün kullanmaktan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışıyorum. Yenilik peşinde sürekli bir heyecan içindeyim. Ayda en az 2-3 kitap bitirmeye,sürekli eğitim,seminer,fuar ve dünya çapında işini en iyi yapanları takip edip işime adapte etmeye çalışıyorum. Denemekten korkmam. Pastacılık yaptığım dönemde isotlu acılı dondurma yapmıştım, bana gülen ve kızanlar oldu. Şuan acı ekşi, acı tatlar soslar Uzakdoğu mutfağı olarak mutfaklara girmeye başladı. Bizler yapınca deli, yabancılar yapınca ?Vay yabancılar yapıyor arkadaş´ oluyor. Ben de iki çocuk yetiştirmeye çalışıyorum. Onlara şimdiden ne olacaklarını değil ne iş yaparlarsa yapsınlar, yaptıkları işi en iyi şekilde yapmalarını öğretmeye çalışıyorum çünkü bizim sokakları tertemiz yapan temizlik görevlisi, çok sağlıklı lezzetli ürünler yetiştiren çiftçiğe, tamirciye,terziye, çobana işini çok kaliteli yapan ustalara ihtiyacımız var. Toplum bunların hepsine ihtiyaç duyar. İnşallah son ürünümüz Akhisar´ımıza ve ülkemize bir katkı sağlar.?dedi.
